20 Mayıs 2015 Çarşamba

GÜZEL ATLAR ÜLKESİ KAPADOKYA....1.GÜN


Ankara Eryaman Carpediem grubu olarak; Ben,Berkan,Serpil, Kerem, Çağla ve hatice iki günlük tatili fırsat bilip Kapadokya gezisine gitmeye karar verdik.

Sabah beşte arkadaşlarımla yola çıktık. pek neşeli, pek heyecanlıydık. 6 arkadaş özel araçla bir yolculuğa doğru yol almaya başlamıştık. Tuz gölünde mola verdik.

Birer bardak çay içtik. ilerleyerek Hasan dağının görkemine vardık. Nasıl güzel heybetiyle karşımızda duruyordu. Eteklerine varınca kahvaltı molası verdik. Börekler. sarmalar. poğaçalar kurabiyeler çıkartıldı. Aman tanrım nefsim sınava girmişti. bu kadar güzel yiyeceklerin içinde ben haşlanmış yumurtamı yiyecektim. biraz direndim ama yaprak sarması öldürücü darbeyi vurdu. sonra şöyle düşündürdü beynim bana. beş gün hiç kuralı bozmadın. bu iki günü kendine hediye et. her zaman mı yolculuk yapacaksın. üstelik daha gezeceğin çok yerler var. Yürür eritirsin gibi bir hissiyat geldi oturdu yüreğime. tabi ki bunları yaptıran açlık duygumdu. Nefsime yenildim. biraz yaprak sarması, incir kurabiyesi ve bir tane poğaça yedim. pişman değildim. olmayacaktım. kendim istedim ve yaptım.

 yolculuğumuza ıhlara vadisine doğru devam ettik. Selime katedral ve manastırına gelince durduk. Tüm görkemiyle insanı hayrete düşürüyordu. müze kartı olanlar veya işbankası kartı olanlar ücretsiz giriş yapıyor. benim yanımda kartım yoktu. 10 tl verip bilet aldım. bütün gün kullanabilecektim. kenarında bir kafe vardı. Üniversiteden öğrencileri kafileler halinde giriş yapıyordu. Birçok ülkeden turistler gelmişti. ben söğüt gölgesinin kapladığı kafenin sandalyesine kendimi attım. Allah'ım başka bir coğrafya ya geldiğim nasılda belli. püfür püfür esiyor rüzgar. ilerde evler var. ortasından ana yol geçiyor. ağaçlar mis gibi, çan sesleri geliyor. köyün sürüsünden. manzarayı görmeniz lazım. Arka tarafta bir ev var. Önünde bir sürü yöresel kilimler. Köylülerin diğer gelir kaynağı. Turistler de bunu biliyor olmalı ki ben kafede otururken iki tane turist eve yöneldi. Arkadaşlarım katedrale gittiler. ben söğüt gölgesinde serinlemeyi tercih ettim. Mağaralardan kahkaha sesleri geliyordu. Biraz oturduktan sonra yolumuza devam ettik. Sonrasında ver elini Ihlara Vadisi oraya da giriş paralı.
Manzara müthiş insan inanmak istemiyor. bu mağaraları nasıl ev haline getirip yaşadınız. Vadinin içinden akan ırmak çok uzun. etrafta bülbül sesleri. Yeşil orman her yer. akın akın insan gelmiş. bayağı bir merdiven indik. sonrasında ırmak
kenarında uzun bir yolculuk. arkasından orada bulunan bir çay bahçesinde mola verdik. Kamelyanın içerisine şark köşesi yapmışlar. Yorulmuş olmalıyız. yarım saat dinlenip tekrar geldiğimiz yoldan geriye döndük. O merdivenler gözümde nasıl büyüdü. anlatamam. ama başardım. çıktım.
Kalacağımız yer olan ıhlara konaklarına geldik. burası farklı bir evren. her yanı tarih kokuyor. beş altı konağın birleşmesinden oluşan bir yer. yine bir sürü turist var. Kalacağımız yere gelince konak müdürü eskiden burası ahırmış size yalan söylemeyeceğim dedi. Keskin bir nem kokusu vardı odada. kemerli bir oda düşünün 4 kişi bir odada 2 kişi yan odada kalacaktık. O bölgede görmemiz gereken iki yer daha vardı.Çantaları odaya bırakıp tekrar yollara düştük.
Birisi kaymaklı yer altı şehri. diğeri derinkuyu yeraltı şehri. Kaymaklı yer altı şehri giriş 5 tl. güzelce bir köy. öyle güzel çocukları var ki. oraya gidince etrafımızı sardılar. Resimler çektirdik. bizimle sohbet ettiler. içlerinden en küçüğü adı narinmiş .üzüm gözleriyle bana yerden kopartığı papatyayı verdi. onu yanaklarından öptüm. o an yanımda bir şeyler olsaydı ve ona hediye edebilseydim diye düşündüm. Kerem amcaları bakkaldan 15 küçük çocuğa bir şeyler alıp verdi. çok mutlu oldular. Giderken bize bir el sallayışları vardı. Anadolu insanı farklı. sevecen masum...
Sonra derinkuyu ya gittik. burası biraz daha canlı bir yerdi. pazar kurulmuş herkes gelen turistlere bir şeyler satma telaşındaydı. Ben pazarda dolaşmayı tercih ettim. Kendime küpe aldım. sonra yol üstünde kendi yaptıkları bebekleri satan köylü kadınların yanına çömeldim. sohbet ettik. Halkın geçim kaygısını anlattılar. Durumlarımız her geçen gün kötüye gidiyor dediler.  Arkadaşlarımda gelince tekrar konağa döndük. Açıktık. Geliveri tavası yedik. Bizim saç kavurmanın bir türü. gün
batımını seyrettik. konağın terasında. çaylarımızı içtik. Hava serinlemeye başladı. odamıza geldik. Geliveri şarabı tatmadan olmazdı. bir şişe şarap ve biraz leblebi ile keyiflendik. o kadar yorulmuştuk ki duşları mızı alıp doğru yatağa geçtik. Yarın ola hayrola dedik.

11 yorum:

  1. Kapadokya görülesi bir yer her köşesi ayrı bir hikaye, yıllar önce kapadokya gezisinde çok eğlenmiş ve iyiki de görmüşüm demiştim ıhlara vadisi de ekstra büyülüyor :) güzel paylaşımınız için teşekkürler (apaydindunyam.blogspot.com.tr) Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  2. Kapadokya çook sevdiğim bir yer. 4 kez gittim yine gideceğim. .

    YanıtlaSil
  3. Kapadokya en çok görmek istediğim yerlerin başında geliyor. Demek ki bir giden bir daha gitmek istiyor. Darısı bana olsun. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Kapadokyayı görmeyi çok isterim.. Fotolar o kadar güzel ki ordaymışım gibi hissettim..:) Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. Gerçekten ülkemizde koklanacak çok hava. tenimize değecek çok rüzgar var. hepinize sevgiyle...

    YanıtlaSil
  7. Gitmek istediğim yerlerden biri..Harika bir manzarası var
    Sevgilerle

    YanıtlaSil
  8. 2 defa gittim çok sevdiğim bir yerdir Melekler Evi otelinde kalmıştık çok güzeldir orası :-))

    YanıtlaSil
  9. Güzel bir gezi olmuş 3 defa gittim yine gidesim var çok güzel

    YanıtlaSil
  10. Benimde gitmek istediğim bir yer,inşallah bir gün gitmek nasip olur.

    YanıtlaSil
  11. kapadokya'dan klasik bilgiler yerine harika fotoğraf ve deneyimler paylaşmışsınız, teşekkürler

    YanıtlaSil